etkinlik eteğim ve krep bluzüm


Eteğimi Nilgün Hanım’ın etkinliği için dikmiştim geçtiğimiz haftalarda. Yayınlayana kadar bir-iki kere giydim bile :) Aslında artık bu kalıbı kullanmamam gerektiğini fark ettim, geçen yıl 34 beden çıkarmıştım bu kalıbı çünkü, kumaşım elastik olmasaydı çok rahat bir etek olamayacaktı.
Genelde kalıpların üzerine not alırım, bununla şunu diktim falan diye, ama son dönemde biraz savsaklamaya başlamışım sanırım. Kaybetmek istemediğim bir alışkanlık çünkü. Kalıp dosyam acayip kabarmış durumda, memnun kalmadığım, bir daha dikmeyi düşünmediğim kalıpları ayırt etmemi sağlıyor açıklamalar.
Aaa, bak kalıp dosyası diyince aklıma geldi. Harika bir organizasyon yaptım geçen hafta.  Bu fikri takip ettiğim bloglardan birinden edinmiştim, ama hangisi hatırlamıyorum. O yüzden kimin fikriyse ismini anamadığım için çok özür diliyorum, bir o kadar çok da teşekkür ediyorum kendisine :)
Elimdeki Burda dergilerim hızla çoğalmaya devam ediyorlar.  İlk zamanlarda hepsini birer birer teknik çizim sayfasından katlayıp poşet dosyalara koyup, bir klasörde tutuyordum. Zamanla o klasörler iki oldu, sonra durdurulamaz bir şekilde ağırlaşmaya başladılar. Poşet dosyalar kendilerini saldılar. Model bakmak için ciddi bir kas gücüne ihtiyaç duymaya başladım. Son aldığım eski Burda Dergileri ile birlikte olay çığrından çıktı. Klasörlere sığmayan dergiler dışarıda duruyorlardı. Ben de başladım bütüüün dergilerin teknik çizim kısımlarının fotokopisini çekmeye.
Fotokopisi çekilen dergiyi klasörden çıkarıp, yerine tek sayfa fotokopisini koydum. Bütün dergilerimin teknik çizimleri tek bir klasöre sığdı. Dergiler de üst üste düzenli bir şekilde kitaplığımın bir köşesinde yaşamlarına devam ediyorlar. Patronları zaten ayrı bir klasörde tutuyordum. Her patron bir poşet dosya içinde etiketlenmiş ve sıralı bir şekilde duruyor, bulmak çok kolay. Hatta etiketlemeye ilk başladığımda etiket renklerini de mevsimlere göre ayarlamıştım ama sürdüremedim, bir noktadan sonra karıştı renkler birbirine :)
Neyse konuyu dağıttım yine, etek diyordum. Sabah dik akşam giy şeklinde pratik bir çalışma oldu, astar olmayınca süper hızlı ilerliyor tüm dikişler :)



Üzerimdeki bluzü dikeli bir ay, belki daha fazla oldu. Krep nasıl bir şey acaba şeklinde sipariş verdiğim kumaş tiril tiril, yumuşak dokulu bir malzemeymiş. Çizip kesme aşaması eziyetli olacak sandım ama çok zorlanmadım. Yakasında pervaz var. İnstagramda bu bluzün yaka kısmını yayınladığımda, Yerdeniz Tasarım bloğunun yazarı  Özge, pervazın sadece ütü gücüyle mi durduğunu sormuştu. Şimdilik öyle demiştim ben de. Giymeye başlayınca kullanışlı olup olmayacağını anlarım, duruma göre ince bir dikiş çekerim dıştan diye düşünüyordum. Hava muhalefeti nedeniyle bir türlü giyemedim, ilk defa bu fotoğrafları çekerken 5 dakikadan fazla kaldı üzerimde :) Ve fotoğrafların bir kısmına dikkatli bakarsanız, yakanın bir tarafının dışarı fırladığını görebilirsiniz :)

Durum böyle olunca dış dikiş kaçınılmaz gibime geldi. Ama o son çareden önce, bir seçeneğim daha olduğunu fark ettim. Pervazın tamamını değil ama sadece omuzlara denk gelen kısımlarını, çift taraflı yapışkan telayla yakaya yapıştırdım. Ve iyi ki de denemişim bu yöntemi. Gayet başarılı oldu. Dikişe gerek kalmadı. Bütün gün üzerimde olmasına rağmen hiç sıkıntı yaşatmadı bana. Şu çift taraflı tela bant nasıl güzel bir icatmış, tebrik ediyorum mucidini :))


Yorumlar

  1. Ayy Gokceee dosyalama icin amma eziyet ediyorsun kendine:)) (bana gore tabi:)
    Ben rafli dolabimda her rafa iki yili koyacak sekilde koyuyorum dergilerimi, kaliplarida iclerinde. Cok begendigim kalip oldugunda hangi kumasla dikmissem, bir etikete aciklama yazip kumas parcasina simbaliyor ve kalibi onunla bagliyorum:))
    Etegindeki minicik yirtmac ne guzel bir hava vermis.
    Bluzlarda en sevmedigim sey o pervaz olayi. O yuzden direkt biye en guzeli:)) Guzel gunlerde kullan hayatim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir kere sistem oturunca güzel çalışıyor ama, başlangıcı eziyet, sonrası büyük rahatlık. O kalıpların sürekli elime gelmesi beni delirtiyor o yüzden illa ki ayrı bi yerde tutmalıyım onları:)
      Kumaş parçası fikri de iyiymiş bak, bunu da uygularım ben, süpersin!
      Biyeyi de ben pek beceremiyorum :( Üsttten dikiş geçerken öndeki dikiş düzgün oluyor ama arkadaki dikiş faul! Kimi zaman biyeyi yakalayamıyor bile:( biye ayağı aldım, onunla da başlangıç ve bitirişler imkansız. Pervaz daha stressiz bi çözüm benim için.
      Çok teşekkür ederim:))

      Sil
  2. Ben söke dike yakaya pervaz koymayı ve üstten dikmeyi öğrendim. (bak bak hemen de oldum sanki... Tecrübeli bir dikişsever yakından görse yaptıklarımı düşüp bayılır) Bir de yaka toplanıp duruyordu, meğer içeriden çıtlatınca normale dönüyormuş. Korkunun ecele faydası yok, denemeden olmuyor olmuyor. Ama şu çift taraflı telayı hiç almadım, denemek istiyorum. Bir de yine düşündüm, instagram nolursa olsun blogların yerini almasın. Ben çok seviyorum burada yazı okumayı. Öyle 140 karakter- 400 karakter, sınırlar hiiiç bana göre değil. Güle güle giy tüm diktiklerini Gökçe. Bu overlok meselesini çözmüşsün ya, artık süper tasarımlar gelir senden :)

    YanıtlaSil
  3. Bir de düzenleme ile ilgili bir şey diyecektim. Ben de tüm dergi ve kalıpları yılına göre ayrı klasörlere koyuyorum. Kendi çıkardığım kalıplara ise modeli de çiziyorum, onları ayrı bir dosyada tutuyorum. Hani sunum dosyası denenlerin içinde, ayrı ayrı poşet dosyası gibi sayfaları var. Düzen ne olursa olsun, sonuçta aradığını buluyorsan en iyisi odur :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. süpeer, sevindim yaka olayını halletmene, o çıtlatma kısmında tırsıyorum ama ben, ya çok çıtlatır da yırtarsam diye :))
      Nerde okuduğumu hatırlamıyorum yine ama, sökülmeden dikilenler güzel olmazmış:) züğürt tesellisi deme sakın, bir pantolon dikmiştim , onu söküyorum bu ara, tek motivasyonum bu cümle, çok söktüm çok güzel olacak:))
      Ama o telayı muhakkak edinmelisin, her eve lazım. çift taraflı bildiğimiz metre işi satılan telalardan bahsetmiyorum ama, paça telası galiba asıl ismi, bütün eteklerin pantolonların paçalarında kullandığım gibi abarttım, kollarda da kullanıyorum :)
      Instagramda paylaşmayı seviyorum, orada da iki üç cümle de olsa bişeyler yazıyorum, ama farkettim ki o iki üç cümleyi bile pek kimse okumuyor:)) O yüzden bence de burası şart, içimi dökmem lazım biryerdee :))
      Çok teşekkür ederim :)))

      Sil
  4. Çok teşekkürlerr :)) Evet, orda okumuş olabilirim :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar