ahçı yamağı gömleğim ve salopetim
KendinDik adlı enfes bloğun sahibi İrem Hanım'ın Cumhuriyet Bayramı En Güzel Kırmızı En Güzel Beyaz etkinliği için diktiğim kırmızı biyeli beyaz gömleğim, oldukça hızlı dikilen sorunsuz bir kalıp. Fakat sonuç biraz komedi tadında :)
Gömleği bitirip giyene kadar komikliği farkedilmiyordu ama, cidden:))
Ben beyaz poplin kumaş kullandım, ama orjinalinde hem daha ince bir kumaş kullanılmış, hem de öndeki düğmelerin kenarlarında fırfırlar var. Benim fırfıra antipatim olduğu için, biyelemeyi tercih ettim ama şimdi keşke diyorum, düz beyaz yapsaydım. Hatta fırfır bile daha iyi durabilirdi :))
Kırmızı minik kareli hazır biye vardı elimde. Onu ortadan ikiye böldüm, arasından kalın bir ip geçirip diktim, sonra da parçaları birleştirirken ipli biyeleri de araya alıp diktim. Bu noktada minnak bir hata yapmışım, kullandığım ip sentetik, ütüyü biraz fazla kızgın basarsam eriyor :)) Bir dahaki sefer ipin cinsine dikkat etmem gerekiyor..
Her dikişimde olduğu gibi bu dikişte de minicik terslikler oldu tabii. Örneğin, orjinalinde kollarda da fırfır olduğu için, kolların kalıbı bir parçacık kısa, imiş! Bunu düşünemeyen ben, sadece dikiş payıyla kestim kolları. Kolları gövdeye takana kadar da farketmedim hatamı. İlk provada düdük gibi kollarla karşılaşınca hafiften bi bozuldum ama, "e nasolsa hertarafı biyeli, kollara da biyeli bir parça eklerim olur biter" diye düşünüp, şu fotoğrafta görülen biyeli manşetimsileri çıkardım ortaya :)
O ilk prova sırasında asıl gömleğin genel duruşuna feci bozuldum, ahçı yamağı mı desem, sünnet çocuğu mu desem, bir komiklik var gömlekte. Benim aklımdaki sevimli gömlek bu değil kesinlikle:(
Düğmelerle belki biraz istediğim tarza yaklaşır diye düşündüm, fakat onların da bir faydası olmadı. Öndeki biyeleri hiç yapmamalıymışım aslında.
Gömleği giydim, aynaya bakıyorum, aman tanrım diyorum, ben ne dikmişim diyorum, , acil bir yemek kursuna yazılmam lazım diyorum :))
Gömleğimin komik olduğuna aldırmayın ama, kalıbını çok sevdim. Tam istediğim darlıkta, kullanılacak kumaşın dökümlülük durumuna göre, öndeki pensler de iptal edilebilir gibime geliyor. İlerleyen zamanlarda bu kalıbı illa ki kullanıcam
Ne yapar da bu gömleği sevimlileştiririm derken, aklıma Burda'nın Ekim sayısındaki salopeti dikmek istediğim geldi. Belki dedim, öyle bir salopet ile bu gömlek komiklikten sevimliliğe geçiş yapar. Salopetin içinde, gömleğin öndeki ahçı biyelerinin çarpıcılığı azalabilir diye düşündüm. Ama maalesef bu fikrin de işe yaramadığı fotoğraflardan farkediliyordur. Nitekim facia bir birliktelik olduğu için, tek kare fotoğraf çekmeden ayırdım muhteşem ikiliyi :))
Elbisenin ön parçası iki parça halinde, ama ben o iki parçayı birleştirdim (zaten baştan ayrılmaları hataymış bence!!).
Kumaşım yumuşacık bir kot, pazar ganimetlerimden. Pantolon dikilemeyecek kadar küçük etek için de büyük bir parçaydı. Yine kıtı kıtına yettirdim :))
Bu arada bu elbisenin kalıbını çıkarırken yine el alışkanlığı, en küçük bedeni çıkarmışım, ve sonradan farkettim ki 34 bedenden başlıyormuş kalıp:((
Ama ölçtüm biçtim, bu beden bana olurmuş gibi geldi. Biraz dikiş payını fazla bırakarak kestim ama ona bile gerek yokmuş.
Sonra bu kesik parçalar uzuuun süre ilgilenilmeyi beklediler. Bir ara hepsinin overloğunu yaptım, sonra tekrar bekleme moduna girdiler..
En sonunda kendime gelip hadi bakalım, birleştireyim artık şu parçaları, kolay zaten, cııırt cııırt dikivericem diyerek oturdum başına. Fermuarını taktıktan sonra bu sefer de kafa karışıklığından duraklama dönemine girdi proje..
Pervaz montajı bi tuhaf :( Dergideki açıklamaları bir kaç kere okumama rağmen anlamayıp, intagramdaki yorumlardan da , "takıl kafana göre" şeklinde gazı alınca, ertesi akşam kafama göre takılarak devam ettim :)) Niye kafamın karıştığını da anladım. Modelde üstten süs dikişleri var. Anladığım kadarıyla pervazların kenarlarını o dikişler sabitliyor. Ben de üstten kırmızı iple dikiş geçmeye karar verdim önce, ama sonra vazgeçip, lacivert iple çektim dikişleri
Pervaz karmaşasını kendimce düzenleyip dikip bitirdiğimi sanıyordum, sadece etek boyu ayarlanacaktı. Fakat üzerime giyer giymez bir tuhaflık hissettim. Önden herşey düzgün ama arka askıda bir potluk var. Meğer askılardan birini ters dikmişim:( arka parçaya dikilen askı eğimli bitiyor, o eğimin yönünü tutturamayınca "kalk gidelim" modunda bir aska askım olmuş. Hem arkayı hem önü sökmeye üşendim, sadece arkayı söktüm, dikiş payım da fazlaydı zaten böylelikle askı boyunu etkilemeden eğimin yönünü değiştirebildim
Sonuç olarak salopetimi sevdim, sık giyeceğim haftasonu kıyafetlerimden biri oldu, hatta hem yaz hem kış sezonunda giyilebilir diye düşünüyorum.
Fakat maalesef salopet/gömlek ikilisi istediğim sevimliliği yakalayamadı. Gömlek için mecbur bir yemek kursuna yazılacam artık, altına da beyaz bolca bir pantolon dikerim, kenarları kırmızı biyeli, kursun en havalısı ben olurum:))
Bir sonraki "En Güzel Kırmızı En Güzel Beyaz" etkinliğini sabırsızlıkla bekliyorum :)
Hepimizin Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun, nice 93 yıllara...
Kalıp Bilgileri:
Gömlek: Burda 2016 Ağustos Sayısı 104 numaralı model
Salopet: Burda 2016 Ekim Sayısı 117 numaralı model
Çok güzel olmuşşş ellerine sağlık canım Bayramımız şimdiden kutlu olsun
YanıtlaSilTeşekkür ederim Hatice Hanım :))
SilSizn de bayramınız kutlu olsun :))
hahhaa çok güldüm yazına :) gömlek konusundaki yorumunda haklısın biraz ahçıvari olmuş :) ama o gömleğe harcadığın işçilik takdire değer :) Salopeti görünce benimde aklımda yeni fikirler olmuşmaya başladı bak şimdi. İkisi de süper görünüyor ellerine sağlık. :)
YanıtlaSilBi de mutfakta o kadar kötüyümdür ki sorma, bu bi işaret olmalı, yemek kursu şart şart :)))
SilSalopetin bedenine dikkat edin ama, 34ün küçük gelmesi lazım bana aslında, ölçüp dikin bence.
Çok teşekkür ederim, sevindim beğenmenize :))
Ben de çok güldüm. Acıların terzisi Gökçe:) Valla bence çok güzel olmuş.
YanıtlaSilküçük gökçe :)))
Sil